Tweet |
Türkiye Yazarlar Birliği Erzincan Şubesinin haftalık programları devam ediyor. Bu Haftanın konuğu DAP Bölgesel Kalkınma İdaresi Başkanı Prof. Dr. Osman Demirdöğen oldu. Türkiye Yazarlar Birliği Erzincan Şubesi Kültürevinde yapılan programda konuşan Prof. Dr. Osman Demirdöğen “Bölgesel kalkınma bir iki parametrenin bir araya gelmesi ile mümkün olmaz. Kalkınma pek çok parametrenin organize bir şekilde birleştirilmesi ile mümkün olur. Bu ise üretimi kalkınmayı ve istihdamı artırır. Kalıcı kalkınma da bu şekilde olur” diye konuştu.
Demirdöğen konuşmasının bir bölümünde ise, “Kalkınmanın tanımı yapıldığında, ülkenin ekonomik, toplumsal ve siyasal yapılarının değişerek insan yaşamının maddi ve manevi alanda ilerlemesi ve giderek toplum refahının artması ifade edilmektedir. Bu açılardan kalkınma, yalnızca sayılarla belirlenen ekonomik büyümeyi içermemekte, bunun yanı sıra, GSMH’deki hızlı artışla belirlenen ekonomik büyüme yanında, yapısal ve sosyal değişimleri de kapsıyor. Sanayileşme sürecinde ortaya çıkan yöresel ekonomik farklılaşma sebebiyle kaynakların, diğer bir ifadeyle sermayenin etkin kullanımı hedeflenmektedir. Ekonomik kalkınmanın ülkenin her yerinde aynı zamanda gerçekleşmeyeceğini, bazı bölgelerin öncelik kazanarak kutuplaşmanın olacağını ifade etmektedir. Gerçekten de, kalkınma döneminde ülkelerin belirli yöreleri ön plana çıkmaktadır. Örneğin, Japonya’da Tokyo ve Osaka, Fransa’da Paris, Portekiz’de Lizbon, Türkiye’de ise İstanbul birer kutuplaşma yöresidir. Bölgeler arasında ekonomik, fiziki ve sosyal açılardan büyük farklar bulunmaktadır. Bu farkların minimuma indirilmesi, diğer bir ifadeyle geri kalmış bölgelerin gelişmesi, her şeyden önce ülke ekonomisi açısından önemlidir. Bölgesel kalkınma; Ülkenin çeşitli bölgelerinde bulunan kaynakların iktisadi faaliyet içerisinde değerlendirilerek yüksek kalkınma hızının gerçekleştirir. Ülkede nüfus-kaynak dengesi kurar, ekonomik yapıyı bütünleştirir. Şehirleşmeyi iktisadi gelişmeyi en elverişli biçimde düzenler. Bölgelerarası refah seviyesi farklılıklarını giderir” ifadelerine yer verdi.
Prof. Dr. Osman Demirdöğen konuşmasının son bölümünde ise yöresel değerlendirmeler yaparak, “Erzincan tarım ağırlıklı ekonomik bir yapı arz etmektedir. İmalat sanayiinde son yıllarda yatırım yapılmakla birlikte, sanayileşme tam olarak gerçekleşmemiş ve il görece geri kalmış bir ildir. GSYİH 2014 döneminde önemli oranda artış göstermiştir. 2004 yılında GSYİH içinde yüzde 12.9 olan sanayinin payı, 2014 yılında yüzde 25.2 düzeyine ulaşmıştır. Erzincan ili özellikle son yıllarda altın madeni çalışmaları ile birlikte maden yataklarının değerlendirilmesi, tarımsal ürünlerin işlenmesi ve öne çıkan inşaat sektörü ile birlikte mobilya, hazır beton gibi imalat sektörlerinin gelişimi ile sanayi sektörünün payının artmaya başladığı bir ekonomiye dönüşmeye başlamıştır. Sanayi hasılasının GSYİH içindeki payı bakımından Erzincan ili, TRA1 Bölgesi’nin bir hayli üzerinde olmakla birlikte Türkiye ortalamasının altında bir değere sahiptir.2014 yılı itibariyle Türkiye toplam sanayi GSYH’sinin yüzde 0.22’sini üreten Erzincan, Türkiye sanayi GSYİH ’sına yaptığı katkı açısından 81 il arasında 56’ıncı sırada bulunmaktadır. Erzincan ili; zengin tarım alanları ve verimli topraklarıyla yüksek tarımsal üretim potansiyeli, tarihi, doğal ve kültürel turizm potansiyeli, sanayi alt yapısı ve birikimiyle bugünkü konumunun üstünde bir yer alabilecek potansiyele sahiptir. Dolayısıyla Erzincan’ın, kaynaklarını etkin bir şekilde ve itici gücünü oluşturacak öncü sektörler istikâmetinde kullanması çok önemli görünmektedir” ifadelerini kullandı.
Arazilerin toplulaştırması çalışmalarının başladığını da dile getiren Demirdöğen, çalışmaların bitirilmesi ile tarımsal girdilerin artacağını ve üretimin ekonomiye önemli katkılar sağlayacağının da altını çizdi.
Program sonrasında Türkiye Yazarlar Birliği Şube Başkanı Halil İbrahim Özdemir tarafından Prof. Dr. Osman Demirdöğen’e teşekkür belgesi verildi.